ASİ BAR ÖYKÜLERİ
CİLT BİR:
Gece Gezginlerin Öyküleri
Bölüm 5
Karadoğanlar ve Kayıp Parça
Bir çizik daha attı lirik defterine, son rötuşlarını da yaptı. Bembeyaz kâğıt parçası şimdi onun pislikleriyle doluydu. Artık onu çalabilecek miydi?
Yerinden hızlıca kalktı, kalemi ağzına aldı, odanın etrafında biraz dolaştı. Hala eksikleri vardı. Mırıldandı biraz. Olmamıştı.
-Başaramadım, diyerek tekrar oturdu. Tekrar karalamaya başladı sayfayı. Bazı kelimeleri karaladı sonra hemen üzerine minnacık harflerle yeni kelimelerini yazdı.
Akşam olup da güneş batana kadar belki de yüzlerce defa zırvaladı durdu.
Bu işi sonunda yapacaktı. Her zaman bir yere kadar geliyordu tıpkı şimdi olduğu gibi. Elini köşede duran gitarına uzatıyor onu çalacak ama olmuyor. Bir şeyler hala eksik. Şarkının sözleri mi? ilham mı, ses mi, ruh mu? Velâkin bu sefer bu şekilde olmayacaktı. Eski yöntemlerle bu işi bitirecek son parçasını yazacak güzelce besteleyecek ve elveda diyecekti.
Sabaha doğru bir kahve daha yaptı kendine. Uyumaması gerekiyordu, en azından bu iş bitene kadar. Gözleri kan çanağına dönmüştü. Odadaki yüzlerce dolarlık halısı artık kağıt parçalarının altında eziliyordu. Binlerce kez karalamış buruşturup fırlatmıştı. Zaten bunlar olmadan mükemmele nasıl ulaşabilirdi ki. O kadar kolay olmayacaktı. Zaten binlerce kere yaşamıştı bunu. Şimdi neden daha bir katlanılmaz oluyordu anlam veremiyordu.
Daha fazla dayanamadı gözlerini kapattı ve uykuya doğru yol aldı aklında ki binlerce melodi sesi ona huzur vermese de.
Zil sesi onu uyandırdı. Sersemleyerek kâğıt yığınlarının arasından kapıya ulaşmayı başardı. Kapıda genç bir kız vardı. Uzun kömür karası saçları renkli beresinden aşağıya süzülüyordu. Yüzünde endişe sırtında da asılı bir gitar vardı. Yere düşmüş gözlerini kaldırarak bu bitap düşmüş gence baktı kız.
Uykusu kayboldu bir anda.
-Bitti mi? dedi sadece ve içeri geçti. Genç kapıda bir şey söylemedi. Onun ardasında içeriye girdi Kız yerdeki kağıt yığınlarının ortasında durmuş karmaşaya bakıyordu. Eline bir tanesini alarak kanepeye oturdu. Yazanları mırıldandı kendince. Bu hoşuna gitmişti ellerini de hareket ettirmeye başladı. Bir anda durdu, bitmişti buraya kadardı, bundan sonrası karalıydı.
- Bu çok güzelmiş neden burada bıraktın ki? İpeksi sesi şu saatlerde kulak tırmalayıcı geliyordu genç müzisyene
- Sadece sevmedim o kadar diyerek kestirip attı
- Hım. Bir de şuna bakalım.
Bir kağıt daha aldı gene mırıldandı ama bir yere kadar.
-Neden onlara bakıyorsun ki? Sadece karalığım şeyler. Bir işe yaramayan sözler notalar. Çöplük.
-Nelerden geldiğini bakmaya çalışıyorum ama hepsi ayrı ayrı şeyler. bunları yazıyorsun beğenmiyorsun ve silip atıyorsun
-Evet, yaptığım bu.
-Atmasam diyorum, bir kere daha başladığında bunları kullansan emin ol daha da çabuk sonuca varabilirsin. Her seferinde sıfırdan başlamak seni çok yıpratır.
-Bu acizlik. Bir şey iyiyse iyidir iyi olmayan bir şeyden zorla iyi bir şeyler çıkartmak manasız. Eninde sonunda kalitesizliğini ortaya koyacaktır. Müzisyen oda da dönmeye başlamıştı
-Sen bilirisin. Neyse. Bittimi bari.
Çocuk sanki bu soruyu bekliyordu. Heyecanlandı birden, arka cebinden bir kağıt çıkardı ve kızın yanına oturdu.
-İşte burada bak bitirdim aşkım. En sonunda bitti bu iş! Heyecanını gizleyemiyordu
-Senin için sevindim. Müzisyeni alnından öptü ve başını ellerinin arasına alarak kan çanağı dönmüş gözlerine derin derin baktı. Onu seviyordu. Kâğıdı alıp dikkatle okudu sonra da sırtında getirdiği ikisinin olan gitarı uzattı.
-Al bakalım çal haydi
-Sadece çalayım mı?
-Tabi ki de sade çalacaksın? Hadi ama bir kez de böyle dene, bunu yapabilirsin! Bu senin son parçandı hani. Bunu sana yakışan şekilde sonlandıracaktın.
-Tamam, dedi sadece ve istemsizce.
Gitarı çok iyi kavradı, önce tellerinde biraz gezindi onu okşadı ve çalmaya başladı. Kız ritim tutu onunla birlikte. Notalar tellerden tane tane akıyor kulakta sakin huzurlu bir esinti bırakıyordu. Kız inanamıyordu ama başarmış gibiydi. Sade bir şekilde de iyi çalabiliyordu.
Müzik durdu. Genç müzisyenin parmakları artık tellerin üzerinde değildi.
-Hayır olmuyor, yapamıyorum beceremiyorum. Diyerek gitarı yere bıraktı
-Neden, kız ona sokuldu ve ellerini yakalayıp kavrayarak güven verdi
-Bak, bunları herkes yapabilir. Ben farklıyım sen farklısın ama bu parça sıradan. Eksikliği sende biliyorsun. Her zaman biliyordun.
-Sen zaten mükemmel birisin bana ihtiyacın yok ki. Bana olan ihtiyacını kendin yarattın.
-İşte bunda yanılıyorsun aşkım. Ben senin sayende mükemmelim. Bunu sende biliyorsun. Hadi eskisi gibi yapalım yine
-Ama ben yoruldum artık. Sen de yorulmadın mı?
-Zaten bu son parçam bunu sende biliyorsun, bundan sonra bırakıyorum. Hayranlarıma son bir parça bırakacağız. Konserler iptal edilecek albüm çalışması bitecek. Rahat olacağız.
-Tamam, yılmıştı. öyle olsun, dedi sonunda, ne kadar dirense de onu bu kararından vazgeçiremeyecekti. Kafasına koymuştu daha doğrusu kendisini kendi yalanlarına inandırmıştı. Başarılıydı, hem de çok.
Ayağa kalktı ona doğru döndü. Fırfırlı siyah eteğini eteğini yavaşça sıvamaya başladı. Fileli çorabının altından görünen bir bandaj ortaya çıkmıştı. Sağ bacağının ön tarafında çarpı şeklinde yapıştırılmıştı. Külotlu çorabını sıyırdı ve bandajı yavaşça kaldırdı. Canı yanıyordu, dişlerini sıktı, bu acıya katlanmayı öğrenmişti ama yine de bir yerlerinde hala acıyı taze bir şekilde hissediyordu.
Bir yara çıktı ortaya. Ufacıktı ama derin gözüküyordu. Genç hiç vakit kaybetmeden ikisinin gitarını aldı. Bir kablo çıkardı cebinden bir ucunu gitara taktı diğer bir ucunu da yavaşça kızın yarasına yerleştirdi. Bu çok acı vericiydi ama önemli olan bu değildi.
İlk olarak Elleri titredi her zamanki gibi.
Onun parçaları her zaman mükemmeldi. Müzik, Lirik… Yüz binlerce belki de milyonlarca hayranı vardı. Herkes gibi oda gitar çalıp söylüyordu ama tek farkla.
Henüz on sekizine geldiğine ikinci dünyanın farkına varmıştı. Kokainli beynin bir oyunu sanıyordu ama ayıkınca da bu dünyanın içine olduğunu gördüğünde her şey değişmişti. Ayakta kalması zor bir dünyaydı ve onun da elinden anca gitar çalabilmek geliyordu. Biraz araştırınca bir sürü doğaüstü olayın içinde buldu kendini. Tek sevdiği şeyi olan müziğini buna adadı ve en sonunda bu yönetimi buldu. İnsanın hayat enerjisini emerek bunu müziğe yediren onu mükemmele ulaştıran bu harika yöntemi bulmuştu. tabi başlarda bu pekte yeterli sonuçlar veren bir şey değildi. Birkaç ayın sonunda gönüllüleri artmıştı, ikinci dünyanın kadınlarının çoğu fahişelerden oluşuyordu. En sonunda ona gerçekten aşık olan birini bulmuş oda buna karşılık vererek aşık olmuştu bu kıza. Aşkın verdiği de enerji ile müziği artık inanılmaz derecede mükemmelleşmişti.
Artık doymuştu ve yorulmuşlardı. Kızın sadece bacağında yoktu bu yaralardan, kollarında ve sırtında da bir kaç tane vardı fakat bunlar kapanmış yaralardı artık. Çürümüş, tükenmişlerdi. Canı yanıyordu şüphesiz. Buna aldırış etmiyordu. Aslında bunun böyle olacağını bilmiyordu, olan olmuştu. Geri dönüşü yoktu. Olmasındı zaten. İstediği yerdeydi genç müzisyen.
Biraz çaldı son parçasını ama ters giden bir şeyler vardı. Olmuyordu buda eski parçalarına benziyordu güzeldi ama bu son parçası olacaktı. Mükemmel olması gerekiyordu sıradan değil. Kızında canı yanmaya başladı.
Müzik tekrar durdu
-Ne oldu tatlım? Ters giden bir şeyler mi var?
-Diğerleri gibi oldu bu da.
-Olsun, senin parçalarını herkes sever. Genç müzisyen sinirlenerek ayağa kalktı
-Hayır! Bu benim veda parçam olacak, en iyisi olması lazım. Anlamıyorsun
-Ama ne yapabilirim ki?
-Bir yer daha açsak ha! Son parça aşkına. Bunu senden isteyemem ama lütfen. Kız buna sinirlendi
-Hayır! Ne kadar canımın yandığını biliyor musun sen. Bir tane daha açmıyorum. Bunu daha öncesinde defalarca konuşmuştuk!
-Ama, diye kekeleyiverdi müzisyen.
Kız sesinin tonunu getirebildiği en sert şekle büründürdü
-Konu kapanmıştır ve o yeni delik açılmayacak bunu bil.
Bu sert konuşma genci çok kızdırdı ve bağırmaya başladı. Onu çok seviyordu ama bu olay aşktan daha önemli hale gelmişti. Kızda bağırmaya başladı
-Ben gidiyorum, diyerek gitardan kabloyu çıkarıp gencin eline verdi. Gitarı alıp kapıya yöneldi. Genç ne yapacağını bilemedi elinde kabloyla kaldı. Çok sinirlendi arkasından koştu. Burada bitemezdi. Hem de bu şekilde asla.
Omzundan tuttu ve kendine çevirdi, gözü dönmüştü ne yaptığını artık düşünmüyordu. Kızın gözleri bu gözü dönmüş adam karşısında korkuyla açıldı.
Elindeki kablonun ucunu kızın göğsüne sapladı. Gitar elinden kaydı kızın. Olduğu gibi yere yığıldı. Acısından kıvranamadı bile, genç çok sakin davranıyordu önce gitarı aldı sonra diğer girişi gitara soktu. Kızın yanına oturdu.
Ağzından kan geliyordu ve yerde kıvranmaya başlamıştı artık, aldırmadı bile. Kanlı elleri titremedi bu sefer. Kızın üzerine sildi. Güzel bir dokunuş attı gitara, kızın içi titredi adeta ve hızlandı. Sonra şarkı sözlerini söylemeye başladı. Müzik, kızın ruhundan gitara akıyordu sanki. Oluyordu artık. Bu diğer ezik parçalarına benzemiyordu. ezikti onlar bunun yanında çünkü.
Kaydetti parçayı.
İşte bu mükemmel bir parça olmuştu. Kimse bu parçanın karşısına çıkamazdı. Düşündü, bu son parça mıydı peki? Aslında bir son parça olmak için mükemmel diye düşündü ama yeni bir başlangıç içinde harika bir başlangıç parçası olabilirdi.
Genç kızın son parçası. Diğerlerinin bir başlangıcı mıydı?